Yaşamımızın pek çok döneminde deneyimlediğimiz göğüs
ağrısını, bazen hafife alır basit bir üşütme diye geçiştiririz, bazen de
olduğundan fazla abartıp kalp krizi geçiriyorum diye hem kendimizi hem de
etrafımızdakileri telaşlandırırız. Peki her göğüs ağrısı kalp ile bağlantılı
mıdır?
İsterseniz önce göğüs ağrısına yol açan çeşitli tıbbi nedenleri kısaca
özetleyelim; eyvah-kalbim-ağrıyor
Göğüs boşluğumuzda yer alan organlar ve
neden olduğu ağrılar;
Kalp
Akciğerlerimiz
Göğüs boşluğunda yer alan sinirler, lenf düğümleri ve büyük damarlarla ilgili
ağrılar
Doğrudan göğüs kafesimize ait kaslardan ve kemiklerden kaynaklanan ağrılar
Panik atak sendromları gibi psikiyatrik
nedenler;
Üst sindirim organları
Yemek borusu
Mide
Karaciğer
Safra kesesi
Pankreasa
bu hastalıklarda da göğüs kafesine yayılan ağrılar görülebilir.
Bu kadar çok etken göğüs ağrısı sebebi olabilirken yapılabilecek en doğru iş,
en yakın sağlık merkezine ya da hekiminize başvurmak olacaktır. Böylece, uygun
muayene ve gerekli tetkiklerin yapılması ile etkin tedaviye başlanırken, hem
aklınızdaki sorular cevaplamış, hem de erken tanı ile riskli durumların önüne
geçilmiş olacaktır.
Hangi göğüs ağrısı kalp kökenlidir? Kalbe bağlı ağrıların hepsi kalp krizi
değildir. Kriz olmaksızın, kalp kasının geçici olarak kansız kalması
durumlarında(angina) veya kalp zarı iltihabında da ağrılar olabilir. “Özellikle
yürüdüğüm zaman ortaya çıkan göğüs ağrım oluyor…. Durup dinlenmek zorunda
kalıyorum…Böyle yapınca ağrım hafifleyerek geçiyor. Yerini tariflersem, tam
göğüs kafesimin ortasında, sıkıntı veren, sol omuz ve sol koluma yayılan bir
ağrı. gibi yakınmalar
“anjina pektoris” adını verdiğimiz
ağrının tipik bir betimlemesidir. Bu özelliklere
uyan bir ağrınız varsa, zaman geçirmeden(günün hangi saatinde olursa olsun)
derhal bir sağlık kuruluşuna gitmeniz gereklidir. Bununla birlikte kalp
ağrıları her zaman kitapların yazdığı gibi olmayabilir. Bazen mide
rahatsızlığı, omuz ağrısı, kol ağrısı, çene ve hatta diş ağrısı şeklinde de
kendini gösterebilir. Özellikle yaşlı veya şeker hastalığı(diabetes mellitus)
olanlarda bu tipte ağrılar gözlenebilmektedir. Bu tip ağrılar, özellikle
yürürken, koşarken yani bir efor sarfı sırasında ortaya çıkması nedeniyle “efor
anjinası” olarak adlandırılır. Bu bir koroner damar hastalığı işaretidir. Ancak
önemle vurgulaması gereken bir başka nokta ise koroner arter hastalığına bağlı
ağrıların yalnızca efor sırasında değil, istirahat halinde iken de ortaya
çıkabileceğidir. Bu tip ağrılar “istirahat anjinası” olarak betimlenir.
Koroner damarlar, kalbimizi besleyen ve çalışmasını sağlayan damarlardır. Bu
nedenle hastalıkları oldukça önemli olup, yaklaşmakta olan bir kalp krizinin de
işareti olabilir. Koroner damarlarımızdan gelen “anjina” mesajı hızla
algılanmalı, özellikle kalp damar hastalığı açısından risk faktörleri(yüksek
tansiyon, şeker hastalığı, şişmanlık gibi faktörler) mevcutsa mutlaka hekime
başvurulmalıdır. Böylece kalbimizi tehdit eden diğer risk faktörleri de ortaya
çıkartılarak gerekli önlemler alınabilir.