Koroner Bypass
Kalbin kendi damarlarındaki (koroner arterler) daralmanın
ilerisine, vücudun başka yerlerinden alınan damarlarla damar köprüleri
oluşturma işlemine “koroner by-pass ameliyatı” denir.
Koroner Damar Hastalığı
Koroner arterler, kalbin etrafını çevreleyen ve kalp kasını
besleyen atardamarlardır. Üç ana koroner arter sistemi vardır. Koroner
arterler, kalpten çıkan atardamar olan aorttan beslenirler.
Koroner Arter Hastalığı (KAH), kalp adalesini besleyen ve
“koroner arterler” olarak adlandırılan atardamarların daralma veya tıkanması
ile kan akımının kısmi ya da tam kesilmesine bağlı olarak oluşan
hastalıklardır.
Koroner arter hastalıkları, ülkemizdeki ölüm nedenlerinin
ilk sırasında yer almaktadır. Ülkemizde yılda yaklaşık 200 bin kişi, koroner
arter hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu hastalığın en önemli
özelliği, ileri evrelerde hayatı tehdit edebilen miyokard enfarktüsüne yol
açabilmesidir.
Koroner arter hastalığı, sıklıkla 40 yaş sonrasında görülür.
Erkeklerde kadınlara göre yaklaşık dört kat daha sık görülür. Kadınlarda
bulunan östrojen hormonu koruyucudur. Bu nedenle kadınlarda görülme sıklığı bu
hormonun azaldığı menapoz sonrası dönemde artar. Erkeklerde en fazla 50-60
yaşları arasında, kadınlarda ise 60-70 yaşları arasında görülür.
Bu hastalığa yol açan risk faktörlerinin bilinerek, koruyucu
önlemlerin alınması, hastalığın tedavisi kadar, hatta daha da önemlidir. En sık
nedeni koroner arterlerin aterosklerozudur yani damar sertliğidir. Özellikle
hayvansal gıdalarda bulunan ve fazla miktarda alındığında damar iç yüzeyine
yapışan “kolesterol” adlı yağ türü, normalde esnek olan damarlarımızın
esnekliğini azaltır ve damar duvarlarında birikerek damar boşluğunu daraltır.
Damar duvarındaki bu sertleşme veya damarın tıkanması durumuna “ateroskleroz”
denir.
Koroner Arter Hastalığındaki Risk
Faktörleri
Değiştirilemeyecek risk faktörleri
• Yaşın ileri olması (Erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaş üzeri
ve postmenapozal yani adetten kesilme sonrası dönemde olmak)
• Cinsiyet (Daha çok erkeklerde görülür)
• Kalıtım (Ailede bu hastalığın bulunması)
• Değiştirilebilir (önlenebilir) risk faktörleri
• Sigara kullanımı
• Hipertansiyon (Kan basıncının 140 / 90 mmHg’dan yüksek
olması)
• Diabet
• Stres
• Kandaki kolesterol seviyesinin yüksek olması
• Diğer risk faktörleri
• Şişmanlık, obezite
• Hareketsiz yaşam
• Gut hastalığı
• Aşırı alkol ve kahve tüketimi
• Hiperkalsemi (kan kalsiyum düzeyinin yüksek olması)
• Kadınlar için oral kontraseptif (doğum kontrol hapı)
kullanımı
• Koroner arter hastalığından korunma yolları nelerdir?
• Sigara içilmemelidir, sigara en önemli risk faktörlerinden
biridir.
• Alkol ve kahve kullanımı azaltılmalıdır.
• Yüksek kolestrol düzeyieri diyetle veya ilaç tedavisi ile
normal düzeylere çekilmelidir.
• Düzenli yürüyüş ve egzersiz yapılmalıdır.
• Fazla kilolardan kaçınılmalı, boya göre uygun olan kiloya
inilmelidir.
• Eğer yüksek tansiyon veya şeker hastalığınız varsa
bunların diyet ve ilaçla kontrol altına alınması önemlidir.
• Ayrıca stresli yaşantıdan da uzak durulmalıdır.
Koroner arter hastalığının
belirtileri nelerdir?
• Hastalığın erken evresinde, koroner damarlarda henüz ileri
darlık oluşmamışken, hiçbir bulgu olmayabilir.
• Göğüs ağrısı (sol omuz ve sol kola yayılabilir) Bu ağrı sıklıkla egzersiz ile ilgilidir.
Özellikle yokuş veya merdiven çıkarken veya yemek sonrasında göğüs kemiği
üzerinde, sıklıkla sol kola ve çeneye yayılan sıkıştırıcı tarzda bir ağrıdır.
Farklı şekillerde de ortaya çıkabilir. Dinlenmekle 5-10 dakikada geçer.
• Egzersiz kapasitesinin kısıtlanması, çabuk yorulma
• Eforla gelen nefes darlığı
• Senkop (bayılma)
• Ani ölüm
• Bazen koroner arter hastalığının belirti vermeyebileceği
veya ilk belirtisinin miyokard enfaktüsü olabileceği de unutulmamalıdır.
Koroner Arter Hastalığının Tedavisi
Tedavide ilaçlar, by-pass cerrahi ve perkütan müdahale
(balon, stent) kullanılmaktadır. Hangi tedavi yönteminin uygulanacağı kararı;
yapılan tetkikler sonrasında birçok değişken (hastalıklı damar sayısı,
damardaki darlığın derecesi, kalp kasının kasılma gücü, hastanın ilaç tedavisine
yanıtı, hastanın yaşı vb) göz önünde bulundurularak, uzman hekimlerce
değerlendirilerek verilmektedir. Bu nedenle her hasta için tedavi, o hastanın
özel şartlarına göre oluşturulmaktadır.
Koroner arter hastalığında kullanılan ilaçlar, koroner
arterlerin genişletilerek veya kalbin oksijen ihtiyacının azaltılarak anjina
pektoris ataklarının önlenmesine yöneliktir. Ayrıca kanı sulandıran ve pıhtı
oluşumunu engelleyen ilaçlar (aspirin vb) enfarktüs geçirme riskini
azaltmaktadır. Göğüs ağrısını başlatabilecek efordan 5 dakika önce alınan dil
altı damar genişletici ilaçlar, ağrının ortaya çıkmasını engelleyebilir veya
mevcut bir ağrı atağını sonlandırabilir.
Miyokard Enfarktüsü (Kalp Krizi)
Koroner arterlerdeki daralmanın bir pıhtı ile tamamen
tıkanması sonucunda bu damarın beslediği bölgenin beslenememesine bağlı kalp
kasında (miyokard) doku ölümü meydana gelmesidir. Miyokard enfarktüsündeki
ağrı daha şiddetli ve uzun sürelidir.
Egzersiz ile ilgili değildir. Bu ölü doku kalbin pompa fonksiyonunu olumsuz
etkileyeceğinden kalp yeterince kan pompalayamayabilir ve kalp yetmezliği
oluşabilir. Ayrıca miyokard enfaktüsü hastanın yaşamını da tehlikeye atabilir.
Koroner kalp hastalığında bu safhalara gelinmemesi için zamanında teşhis
konulup tedavi edilmelidir.
Koroner Bypass Ameliyatı
Kalbin kendi damarlarındaki (koroner arterler) daralmanın
ilerisine vücudun başka yerlerinden alınan damarlarla damar köprüleri oluşturma
işlemine “koroner by-pass ameliyatı” adı verilir.
Koroner arter by-pass ameliyatında sık kullanılan damarlar:
• Bacak toplardamarı (safen ven)
• Göğüs ön duvarını besleyen atardamar (internal Mamarian
Arter, IMA)
• Kol atardamarı (radyal arter) olabilir.
Bunların seçimi, hastadan hastaya değişkenlik gösterir.
Genelde atardamarların uzun dönemde açık kalma şansı toplardamarlara oranla
daha yüksektir. Koroner arter by-pass ameliyatları farklı tekniklerle
yapılabilmektedir.
Günümüzün modern ameliyat tekniği ve teknolojisi sayesinde
hastalar, açık kalp ameliyatından çok kısa bir süre sonra (yaklaşık 5 gün) hastaneden taburcu
olabilirler. Ev içi aktiviteleri ve masa
başı iş aktivitelerini rahatlıkla yapabilirler. 4-6 hafta içinde, hiçbir
kısıtlama olmadan (araba kullanmak ve cinsel yaşam dahil) normal yaşamlarına
dönebilirler.
Koroner bypass cerrahisinin uzun dönem sonuçları da
başarılıdır. Hastaların büyük bir çoğunluğu; ağrı ve nefes darlığı şikâyetlerinin
tamamen geçtiği, gerek iş yaşamlarında gerekse özel yaşamlarında
performanslarının arttığını ifade etmektedir. Hastaların küçük bir bölümünde
ise, 10 yıl veya daha uzun süre içerisinde ameliyat tekrarı gerekebilmektedir.
Koroner bypass ameliyatı, nedenleri değil sonuçları ortadan
kaldıran bir işlemdir. Hastaların değiştirilebilen risk faktörleri, kontrol
altında tutularak tekrar problemlerle karşılaşma olasılıkları azaltılır. Yeni
damarların ömrünü uzatmak amacıyla sigara, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon,
stresli yaşam ve kontrolsüz şeker hastalığı gibi risk faktörlerinin ortadan
kaldırılması, uygun diyet ve ilaç tedavisinin önemi büyüktür. Bu önlemler,
ameliyatın uzun dönem sonuçlarını iyileştirir ve başarısını artırır.